28 Ekim 2013 Pazartesi

Bir dakika bakar mısınız?

Bugün farklı bir şey deneyip sizlerle yazdığım yazılarımdan birini paylaşmak istiyorum.. Umarım okur ve fikirlerinizi benimle paylaşırsınız...

Farklı ülkeler, şehirler görmek istiyorum. Değişik kültürleri tanımak istiyorum. Çok değişik insanlarla tanışıp, onları dinlemek istiyorum. Hayattan beklentilerini, seçtikleri yolu, nedenlerini, sonuçlarını anlamak istiyorum. Aynı hatayı farklı şehirlerde defalarca yapıp her bir şehirde farklı dersler almak istiyorum. Açıkçası bir yere takılı kalmak istemiyorum..
Seul, New York, Tokyo, Paris, Berlin, California, Los Angeles...
Daha aklıma gelmeyen onlarca şehir.. Kimsenin gitmeye cesaret bile edemeyeceği yerlere gidip oralarda yaşamak istiyorum. İnsanlara kendimi anlatmak istiyorum. Onları dinlemek istiyorum.
Değişik diller öğrenmek istiyorum. Adaletin, aşkın, eşitliğin, anlayışın, hoşgörünün, saygının her dildeki karşılığını öğrenmek istiyorum. Şu dünya üzerinde insanlara, kültürlere dair öğrenebileceğim herşeyi öğrenmek istiyorum..
İnsanlara rengin, farklılıkların, değişik inançların ya da inançsızlıkların saygıdan, hoşgörüden ve sevgiden önce gelmediğini ya da gelmemesi gerektiğini göstermek istiyorum. Derdim öyle dünya çapında tanınmak falan değil... Sadece değişik dostlarım olsun istiyorum.
Afrika'ya gitmek istiyorum mesela.. Oradaki çocukların gülümsemelerinden ders almak istiyorum. Onca yokluğun içinde hala nasıl mutlu olduklarını çözebilmek için uzaktan imrenerek izlemek istiyorum onları... Elimden geldiğince içlerinde olmak istiyorum.
Mesela New York'a gitmek istiyorum... Şehirdeki düzeni saatlerce izlemek istiyorum. Şöyle bir kafeye oturup sokaktan gelip geçen insanları izlemek istiyorum sadece. Ellerinde milyon dolarlık çantalarıyla dünyadan bir haber gezen genç kızları, aynı yoldan açlıkta karnı ağrıyarak geçen küçük çocukları görmek istiyorum..
Hayatı boyunca yanlış tercihler yapmış biriyle oturup saatlerce tartışmak istiyorum aslında.. Belki bir hayat kadınıyla, belki azılı bir hırsızla... Tek bir kelime etmeden saatlerce dinlemek istiyorum onu. Hayatını, geçtiği yolları anlamak istiyorum. Onu, onun gözünden görmek istiyorum.
Sadece Katoliklerin yaşadığı bir kasabada ateist biriyle arkadaş olmak istiyorum mesela. Kasabanın ortasına geçip bağıra bağıra "Ben Müslümanım!" demek istiyorum. Farklılıklarımıza rağmen beraber yaşayabileceğimizi göstermek istiyorum insanlara...
Adını bile bilmediğim bir sokak sanatçısını saatlerce dinlemek, izlemek istiyorum..
Gecenin geç saatlerinde işlek bir caddede bir kaldırımın kenarında durup ayakta duramayacak kadar sarhoş insanları izlemek istiyorum.
Hindistan'a gitmek istiyorum mesela.. Bilmem kaç yüz dinin birarada yaşandığı o efsanevi ülkeye...
İslamiyet'in peşinden gitmek istiyorum mesela. Arabistan'da, Endonezya'da, Almanya'da, Hindistan'da, Afrika'da İslamiyete dair bir şeyler bulmak istiyorum.
İnsanların çok basit bir şeyi bile ne kadar farklı anlayabildikleri gözlemlemek istiyorum.
İnsanları tanımak istiyorum kısaca. Dünyanın her yerindeki insanları... Her dine inanan ya da hiçbir şeye inanmayan...
Sanırım ben dünyanın düzensizliğindeki düzeni anlamaya çalışıyorum..

28 EKİM 2013 / 10:13

UMARIM BEĞENİRSİNİZ..

5 yorum:

  1. Vaov ! İçinde büyük bir tutku-istek var..

    YanıtlaSil
  2. bence biz birbirimize çok benziyoruz. ^^ umarım hepimizin hayalleri gerçek olur..

    YanıtlaSil
  3. Birlikte yapabiliriz ��

    YanıtlaSil
  4. Eda abla kore'de ıngilizce konuşuluyor mu. Türkçe konuşanlar varmı ben büyüyünce üniversiteyi orda okumak istiyorumda

    YanıtlaSil